28 Temmuz 2011 Perşembe

Gitsek, Görsek...



 







Görmek istediğim yerlerden biri daha, Capilano Suspension. Büyüleyici bir görüntüsü var. 70  metre yükseklikte, 137 metre yürümek isterseniz buraya buyrun. Ancak önce Kanada'ya kadar gitmeniz gerekecek.

15 Temmuz 2011 Cuma

Yapılası şeyler...

Geçenlerde bana bi haller oldu. Anladım ki, biraz sıkıldım, daraldım. Farklı birşeyler aradım. "Beni ne paklar?"diye düşürken bu tip aktiviteler geldi aklıma. Peki ama bunları neye göre, niçin seçeriz?

Eğer kontrolü elden bırakmak istemiyor, kendinizi ölçmek ve ispat etmek istiyorsanız, 'rüzgar sörfü' tam size göre demektir. Mücadele etmeyi seviyorsanız rüzgara karşı direnebilirsiniz.



.


Eğer özgürlüğünüze düşkünseniz, son zamanlarda sizi kısıtlayan şeyler varsa hayatınızda 'yamaç paraşütü' 'yle kuşlar gibi  serbest hissedebilirsiniz. Karadan uzakta, kimseler karışmaz size; tek başınıza uçar ve süzülerek bir yere konarsınız.



Eğer zihnimdekilerden kurtulamıyorum, ruhum ağır geliyor diyorsanız, 'Bungee Jumping' ile siz atlayın, aklınızdakiler arkanızda kalsın. Eminim, atladığınız anda hiç birşey düşünmeyeceksiniz. Zaten o heyecanla ancak birkaç güne kendinize gelirsiniz .: )







Eğer yeryüzünden sıkıldıysanız, yukarıda keşfedecek birşeyin kalmadığını düşünüyorsanız, bir de su altını deneyin. 'Dalış' yaparak envai çeşit deniz canlısını görmüş olursunuz. Hatta böylece, nefes almanın ne kadar  da önemli olduğunu anlarsınız.





ve son olarak Eğer dinginliğe ihtiyacınız varsa, dış dünyadan soyutlanıp kendinizi bulmak istiyorsanız 'Yoga' yı deneyebilirsiniz.




P.S.: Ben henüz hiçbirini yapmadım. : )  Bazıları biraz cesaret gerektiriyor. Şimdilik en yapılabiliri yoga gibi görünüyor.

13 Temmuz 2011 Çarşamba

'Bronzlaşma Saplantısı'

Öncelikle şunu belirtmeliyim ki ; henüz tatile çıkmamış olmam ve yanık tenli olmayışım, kıskançlık duyarak, böyle bir konu açmama sebep değildir.:):)

Neyse konumuza başlayalım. Şöyle ki;

Özellikle biz bayanların bir ömür, en çokta yazın kömür karası olma tutkusunu anlayamamaktayım. Evet, kabul etmeliyim ki, koyu ten bazı kusurlarımızı örtmenin bir yolu; kim kusursuz görünmek istemez ki! Amma velakin bunu saplantı haline getirmiş insanlar var. Hatta psikoloji literatüründe Tanoreksiya ( Bronzluk saplantısı) adıyla yer almakta ve giderekte yaygınlaşmakta. Ünlü isimlerden Eda Taşpınar, Pınar Altuğ, Çağla Şikel, Victoria Beckham annelerinden bronz doğmuş gibiler, her daim koyular.

Bana göre ise,  beyaz ten çok daha zarif ve çekicidir. Bir de kırmızı ruj sürdüyseniz tam bir asil fransız kadını gibi görünürsünüz. Bakın, işte:





12 Temmuz 2011 Salı

'Pepsi' bunu hep yapıyor!

Pepsi, Coca Cola üzerinden yaptığı reklamlarına bir yenisini daha eklemiş. Ezelden beri rakip olan iki isim birbirlerine sarmış durumdalar.

Pepsi'nin Coca Colayı ezen diğer reklamları:









ve yeni reklam:




                                      
Video alıntı: http://www.mediacatonline.com/Home/HaberDetay/?haberid=52363

9 Temmuz 2011 Cumartesi

In Bruges...

'In Bruges' filmini izledikten sonra bu şehre aşık oldum, büyülendim. Belçika'nın tarihi şehri Bruges kanalları, kiliseleri, çikolatası ile meşhur. Ayrıca tam bir aşk şehri.: )  Film de çok iyi, çok eğlenceli; o ayrı. İlgilenenler için IMDB 'de top 250 içinde. Yurt dışına açıldığım zaman  kesinlikle gitmek istediğim yerlerden biri Bruges.



Bakın hak vereceksiniz, hatta gidin...















8 Temmuz 2011 Cuma

Ayakkabını kendin tasarla!

"Kalıplara sığmam taşarım , kendi ayakkabımı kendim tasarlarım." diyenler için
http://tasarla.incetopuk.com/ ideal bir site.

Herşey birbirinin o kadar aynısı ki insanlar farklı ürünlere ihtiyaç duyabiliyor. Bu da satıcıya yeni gelir kapısı açıyor tabi.

Farklı olmak, şu işte de emeğim geçti demek isteyenler , artık "Ben yaptım, o benim tasarımım!" deyip sokaklarda salınabilirsiniz.

İşte bu da benim tasarımım
Bu tip tasarm sitelerine daha sonra da yer vereceğim.

Bu arada; pabuç herşeydir, candır...:)